• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/anadolu1958
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905327444944
  • https://www.youtube.com/channel/UCocxrESu_QGlKCa9nZpDTDw

TRANSLATE (ÇEVİRİ)
COVID-19 SAĞLIK BAKANLIĞI
COVID-19 VİSUALİZER
KÜLTÜR PORTALI
İSMET TAŞ MAKALELERİ
İÇ ANADOLU BİRLİĞİNİN (İÇAN) MANİFESTOSU
İÇ ANADOLU BİRLİĞİNİN (İÇAN) MANİFESTOSU İÇAN’LI OLMAK, VATAN, DEVLET, MİLLET, BAYRAK VE TÜRKİYE SEVDALISI OLMAKTIR. TÜRKİYE’NİN GÖZ BEBEĞİ, MEDARI İFTİHARI, TOPLUMUN EN ALT KADEMESİNDEN EN ÜST KADEMESİNE VARINCAYA KADAR SAHİP ÇIKMAK, SAHİPLENMEKTİR. MİLLİ VE MANEVİ DEĞERLERE BAĞLI, İSLAMA SAYGİILI OLMAKTIR. İNANDIĞI DEĞERLER UĞRUNA CANINI SEVE SEVE GÖZÜNÜ KIRPMADAK BİR SANİYE TEREDDÜT ETMEDEN VERMEKTİR. DÜŞKÜNÜN ELİNDEN TUTUP KALDIRAN, YAŞLIYA, ENGELLİYE, BÜYÜĞE SAYGIDA KUSUR ETMEYEN, MERHAMETLİ OLAN, KÜÇÜKLERE SEVGİDE VE ŞEVKATTE SINIR TANIMAYAN KOL KANAT GERMEKTİR. DÜŞKÜNE DESTEK, YANINDA OLMAK, YARDIM VE FEDAKÂRLIKTA SINIR TANIMAMAKTIR. İÇAN’LI OLMAK, DÜRÜST, NAMUSLU, AHLAKLI, FAZİLETLİ, ŞEVKATLİ, MERHAMETLİ, İÇİ –DIŞI BİR OLAN SAMİMİ İNSAN OLMAKTIR. İYİYİ, GÜZELİ, MUTLULUĞU, SEVİNCİ, ÜZÜNTÜYÜ, KEDERİ, ACIYI, GÖZYAŞINI PAYLAŞMAKTIR. İÇAN’LI OLMAK, HEDEFİ BÜYÜK, AZMİ GÜÇLÜ, BASİRETİ AÇIK, İRADESİ KUVVETLİ OLMAKTIR. TARİHİNİ BİLMEK, ECDADINA SAHİP ÇIKMAK, GELECEĞİNİ BİLİM VE İRFAN ÜZERİNE KURAN, OSMANLININ TORUNU OLMAKTIR. İÇAN’LI OLMAK, BARIŞIN, ADALETİN, KARDEŞLİĞİN, DOSTLUĞUN, İYİLİĞİN, DÜRÜSTLÜĞÜN, SEMBOLÜ OLMAK, KENDİNİ VE HADDİNİ BİLMEKTİR. İÇAN’LI OLMAK, AİDİYAT HİSSİ İLE BAĞLI OLMAK, BEN İÇAN’LIYIM DİYEBİLMEKTİR.
Takvim
Hava Durumu
BAĞIŞ YAP
Site Haritası
10 ARALIK DÜNYA İNSAN HAKLARI GÜNÜ! O NE?


Başlığı görünce eminim istisnasız bütün dostlarım istihza dolu bir tebessüm ettiniz.

Ama yine de, “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi”ni kısa ana hatları ile hatırlayalım.

30 Maddeden oluşan bu beyanname, II. Dünya Savaşından sonra devletlerin, bireylere tanınan hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasının sağlanmasını öngören 10 Aralık 1948 günü Birleşmiş Milletlere üye ülkeler tarafından imzalandı. İlginçtir bu bildiriye altı sosyalist ülke çekimser kaldı. Türkiye ise 1949 yılında imzaladı. Özetle bildirge; “İnsanların ırk, renk, dil, din, cinsiyet, hangi görüş ve düşünceye sahip olurlarsa olsunlar, ulusal veya sosyal kökeni, mülkiyeti ne olursa olsun, zengin, fakir, mülteci, sığınmacı hangi statü veya konumda bulunursa bulunsun, hiçbir şekilde ayrım gözetmeksizin istisnasız bütün insanların, yasalar önünde eşit, özgürce onurlu bir şekilde temel hak ve özgürlüklerinin olduğunu, istismar ve sömürüden uzak, eşit, adil, onurlu bir yaşam hakkını vurgulayarak bunun gerçekleşmesi için her türlü hukuki ve sosyal şartların oluşması” gerektiğini ifade eder. (Son derece mükemmel yaldızlı laflar)

İlk akla gelen, “Peki imzalandı da ne oldu?” Hemen söyleyelim, BMMYK 2019, UNESCO 2018 ve İLO verilerine göre; şu an bile milyonlarca insan çatışmalarda hayatını kaybediyor, sömürü, taciz, istismar, işkence, insanların yerlerinden yurtlarından çıkarılması, soy kırımlar, toplu katliamlar ve her türlü insan hakları ihlalleri son hızla devam ediyor. Rakamlayacak olursak; 690 milyon insan açlığa mahkûm edildi. 70 milyondan fazla insan zorla yerinden oldu. Bunun yaklaşık yarısı çocuk. 262 milyon çocuğun okula erişimi yok, en temel haklarından biri olan eğitim hakkına ulaşamıyorlar. 650 milyon kadın ve kız çocuğu 18 yaş altı evliliğe zorlanmış, dünyada 152 milyon çocuk işçi ki bunun 10/7 si ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılıyor, terör örgütlerinde yüz binlerce çocuk savaşçı var. Ve terörizm en üst düzeyde destekleniyor.

Bunun yanı sıra özellikle Türk-İslam Coğrafyasında, soy kırımlar, toplu katliamlar, hapishanelerde işkenceler, ülkelerin işgali neticesinde milyonlarca insanın evlerinden yurtlarından ayrılmak zorunda kalması, Doğu Türkistan’dan, Filistin’e, Myanmar’dan, Suriye’ye, Irak’a, Afganistan’dan, Azerbaycan’a ve daha birçok Müslümanların yoğun olduğu ülkelerde her türlü insan hakları ihlallerinin yapıldığı herkesin malumu.(Hani nerede o yıldızlı laflar?)

Demek ki insan hakları beyannamesi sadece göstermelik ve maalesef emperyal güçler tarafından yok hükmündedir. Ne yazarsanız yazın, ne söylerseniz söyleyin, insani değerler, gönüllerde ifadesini bulmadığı müddetçe, kalpler taşlaşır, insanlar zalimleşir, topraklar kan ve gözyaşı ile sulanır.

Diğer taraftan, gönüllere hitap eden ilk İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, ne 1789 Fransız İhtilalı sonrası imzalanan bildirge ne de 1948 yılında imzalanan Dünya İnsan Hakları Beyannamesidir. Hepinizin bildiği gibi ilk İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Peygamberimizin

“Veda Haccı Hutbesi” dir.

Veda Haccı Hutbesinde vaaz edilen konulara bakıldığında; Hz. Peygamber önce insanı, yani yaratılmışların en kutsalını, yani Allah’ın kulunu ve halifesini merkeze koyar, yaşam hakkının kutsallığını, ırz ve namusun dokunulmazlığını, mülkiyet hakkını, insanların birbirlerinin hak ve hukukuna saygı duymayı, haksızlık ve zulüm etmemeyi, baskı, işkence yapmamayı, haksızlıklar karşısında susmamaya dikkat çeker. Ve der ki; “Ey İnsanlar! Kanlarınız, canlarınız, yaşama hakkınız, mallarınız, namuslarınız, haysiyet ve şerefleriniz, vücut bütünlüğünüz Rabbinizle buluşacağınız güne kadar korunmaya layık olduğu gibi dokunulmazdır.” “ …Sakın haksızlık yapmayın ve zulmetmeyin. Sakın baskı, zulüm ve işkenceye alet olmayın. Sakın zulme boyun eğmeyin. Haksızlığa rıza göstermeyin…”

Hz. Peygamber söylediği ilke ve kuralları ilk olarak kendi yakınlarına uygulayarak, kim olursa olsun, kanunlar, yasalar karşısında herkesin eşit olduğu mesajını vermiştir.

Hz. Peygamber, toplumun temel taşları olan kadın ve aile konusundaki hassasiyeti ortaya koyarak,“Ey insanlar, eşlerinizin sizin üzerinizde, sizinde onlar üzerinde haklarınız vardır... Kadınlar hakkında yaptığım tavsiyelere uyun... Kadınlar hususunda Allah’tan korkun ve onlar hakkındaki tavsiyeleri tutun ve onlara iyi davranın”

Hz. Peygamber, “Allah her hak sahibine hakkını vermiştir. ...” ifadesi ile herkesin hakkına razı olması gerektiğini, “Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem’in çocuklarınız. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi, kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerine bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allahtan korkmaktadır...” ifadeleri ile insanların haklarına rıza göstermeleri gerektiğini, insanların kardeş olduklarını, birbirlerinden hiçbir şekilde üstün olmadıklarını eşit olduklarını net bir şekilde ortaya koymuştur.

Hz. Peygamber, “Allahın haram ve dokunulmaz kıldığı canı, haksız yere öldürmeyeceksiniz, zina etmeyeceksiniz, hırsızlık yapmayacaksınız” diyerek toplumsal mesajlarını vermiş, huzurlu, mutlu, mesut bahtiyar bir toplumun temel taşlarının neler olacağını dile getirmiştir.

Kısa bir özetini vermeye çalıştığımız Veda Haccı Hutbesi veya Veda Hutbesi, bireyin hak ve özgürlüklerinden ailenin kutsallığına, toplumun huzur ve sükûnunun temininden toplumsal değerlere varıncaya kadar birçok konuyu bir kaç cümlede özetlemiş, insanlara, mutlu, huzurlu bir gelecek ve arzu edilen uhrevi hayata giden yolları göstermiştir.

Şimdi, Dünya İnsan Hakları Gününde kendimize soralım, Peygamberimizin gönüllere hitap eden Veda Hutbesindeki sözlerine riayet edilmiş olsaydı, bunca acı, işkence çekilir miydi? Zulüm, baskı, zorbalık yapılır mıydı? İnsanlar hunharca katledilir yerlerinden yurtlarından edilir

miydi? İşte hikmetlerle dolu Dünya İnsan Hakları Beyannamesi...

Savaşlar son bulsun, dünya sevgi ile donatılsın mı istiyoruz?

O zaman işte İnsan Haklarının özeti, İslam’ın özü olan, sevgi, şefkat, merhamet, dostluk, kardeşlik, barış, hak, hukuk, adalet ve hürriyet şiarlarıyla gönlümüzü donatmamız,

Selam ve duasıyla

İsmet Taş – İç Anadolu Birliği Genel Başkanı

Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı

  
464 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
TÜRKİYE HABER
KÜLLİYE TV
TİVİ6
Namaz Vakitleri
TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI
DJB.AZ
İNTERNET HABER
MASALLARIN SESİ
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.451932.5820
Euro34.798834.9382
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam37
Toplam Ziyaret4252230
Saat